
Efes Antik Kenti’nin en önemli yapılarından biri olan Celsus Kütüphanesi, MS 110 - 135 yılları arasında Celsus onuruna oğlu Gaius Julius Aquila tarafından yaptırılmıştır.Celsus Kütüphanesi ile ilgili bilgilerin çoğu kütüphane yapısının çeşitli kısımlarında yazıtların sunduğu bilgilere dayanmaktadır. Bunlardan en önemlisi ve yapının doğu cephesinde, ortadaki giriş kapısının sağ tarafındaki üç blok üzerinde bir kısmı kırık olan yazıtta şöyle denilmektedir: "Asia proconsul 'ü Tiberius Iulius Celsus Polemaeanus için oğlu, consul Tiberius Iulius Celsus Polemaenus'un kendi serveti ile Celsus kütüphane binasını, bütün dekorasyonu ve sanat eserleri ve kitapları ile kurdu. Kütüphanenin korunması ve kitap alınması için 25.000 denarion 'u onun için (yani kütüphane) bir başlangıç olmak üzere miras bıraktı. Aquila 'nın mirasçıları onu tamamladılar ve vasiyete uygun olarak, bu yapı üç kez Asiarkhos olan Tiberius Claudius Ariston tarafından adandı" Bu yazıt ile birlikte kütüphane cephesinin birinci katında bulunan arşitrav üzerindeki yazıtta da aynı bilgilerin tekrar edildiği görülmektedir.Celsus Kütüphanesi, Roma İmparatorluk Devrinde Asia (Anadolu) eyaletinde kurulan bir kamu kütüphanesidir. Celsus Kütüphanesi, tıpkı bugünkü halk kütüphaneleri gibi Efes halkına hizmet veren bir kütüphane olmuştur. Kütüphanenin kurucusu olan Celsus’un lahdi de kütüphane içerisindedir. Celsus Kütüphanesi'nin mimarisi Çok zengin mimari süslemeli bir ön yüze sahip olan Celsus Kütüphanesi 21 metre genişliğinde ve 17 metre yüksekliğindedir. Kütüphane dokuz basamaklı bir merdivenle çıkılan ve tonozlu bir altyapının oluşturduğu bir platform üzerinde yükselir. Günümüzde ayakta duran kalıntılara bakıldığında, arka ve yan duvarların içlerinde bir sıra altta ve bir sıra da üstte olmak üzere dörtgen nişlerin var olduğu görülür. Celsus Kütüphanesi’ndeki heykeller. Kütüphane dış yüzünün alt katında Sophia (bilgelik, akıl), Arete (erdem, karakter), Ennoia (kader, muhakeme) ve Episteme (ilim, bilim) temsil eden 4 kadın heykeli bulunur. Bu heykellerin orijinali günümüzde Viyana Müzesi'ndedir.

Tapınağın hemen doğusunda ve kuzey-güney caddesi üzerinde yer alan bu anıtsal kapı İS. 2. Yüzyıla tarihlenmektedir. Korinth nizamında yapılmış olan bu yapı, Hellence, tetra: dört, pylon: kapı anlamına gelir. Dört tarafındaki dörder sütundan oluştuğu için bu adı almıştır. Tam olarak bir işlevinin olduğunu söylemek zordur. Tapınağın giriş binasının aksında değildir. Ancak tapınağa ulaşan merasim alaylarının burada toplanarak tapınağa gittiğini söyleyebiliriz. Genel anlamda bu yapı Aphrodisias’lı mimar ve yontucuların salt gösteriş amacı ile yaptıkları bir anıttır. Yapıda mimari olarak çok zengin tarzların bir arada kullanıldığını görmekteyiz. Düz, yivli, spiral yivli sütunların bazısı çift sütundan oluşur. Bazı sütunlar mavi mermerlerden yapılmıştır. Batı alınlıkta kırık alanlık tarzının içerisinde akantus yapraklarının arasından çıkan Eros, Nike ve atlardan oluşan av sahneleri betimlenmiştir. Doğu alınlık ise yarım daire şeklindeki kemerden oluşur. Bu kemerin içerisinden Aphrodithe’nin yıldızı Venüs sabah akşam parlamasını sürdürmektedir. Nike ve Erotes’in rahatlatıcı şekilleri ile birlikte yarım daire şeklindeki eşiği, yapının 2. ve 3. kolonlarından baskı görünür. 16 sütun yeniden dikilmiş ve yapılan onarımlarda gerçeğine olabildiğince sadık kalınmaya çalışılmıştır./Tetrapylon’un hemen doğusunda Aphrodisias mermer ocaklarının beyaz mermerlerinden yapılmış mütevazı bir mezar yer almaktadır. Burada Aphrodisias kenti için hayatının yarısını adayan ve Aphrodisias’ın ortaya çıkarılması ve tanınmasında büyük çaba harcayan Prof. Dr. Kenan T. Erim yatmaktadır. Tetrapylon’un restorasyonu için çok büyük çaba harcayan Kenan Erim, yapının onarımının bitişi ve zamanın Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal tarafından açılışından üç hafta sonra sonsuzluğa ulaşmıştır. Tetrapylon’un onarımı şimdiye dek Anadolu’da yapılmış en önemli restorasyondur. Antik devirde kullanılmış olan özgün parçaların %80’i kazılarda bulunarak yerlerine konulmuştur. Ayrıca yapının tümü hakkında bir fikir edinilecek bir yapılmıştır. Yapının onarımında Avusturyalı mimarlar, Türk arkeologlar ve ustaları görev almışlardır. Tetrapylon’un kolonlarının onarımı ve yeniden inşaatı 1990 yılında tamamlandı.
Hadrianus Kapısı veya diğer adıyla Üçkapılar, Antalya’da Atatürk caddesinde yer alan anıtsal bir Roma zafer takı. MS 130 yılında şehri ziyaret eden Roma İmparatoru Hadrianus adına yaptırılmış. Kapı kısmı ve kule kısmı olmak üzere iki mimari parçadan oluşuyor. Her iki kısım da önlü arkalı olacak şekilde simetrik. Kapının hem ön hem de arka tarafı, her biri dört sütundan oluşan cepheler tarafından süslenmiş. Granit sütun şaftları hariç olmak üzere beyaz mermerden yapılmış. Kule kısmı ise surların devamı olacak şekilde taştan, basit şekilde inşa edilmiş.Kapının üst katı günümüze ulaşamamış olsa da 1882’de gün yüzüne çıkarılan alt katı, 1959 yılında büyük bir restorasyondan geçirilerek aslına uygun hâle getirildi. Şehri ve limanı çevreleyen surların içindeki geriye kalan tek giriş kapısı olan Hadrianus Kapısı’nın üç kemeri de aynı büyüklükte; her biri 4.15 metre genişliğinde ve 6.18 metre yüksekliğinde. Tüm yapının yüksekliği ise antik kaldırımdan saçakların en üstüne 8 metreden daha fazla. Orijinalinde, diğer zafer taklarında olduğu gibi bir kitabe bulunuyordu. Antik Yunan alfabesiyle yazılan ve ikinci kemerin üstünde, ortada hizalanan bu kitabede İmparatorun tam ismi olan Caesar Traianus Hadrianus yazılıydı. Büyük harflerle Antik Yunan alfabesiyle yazılan bu harfler altın görünümlü parlak bronzdan yapılmıştı. Kitabedeki tüm harfler 19. yüzyıl boyunca Avrupalı gezginlerce kapıyı çevreleyen moloz yığınları arasından toplanmış ve çeşitli ülkelere kaçırılmış. Bugün ise Triano kısmı Oxford’da bulunan Ashmolean Müzesi’nde sergileniyor.

Kültür varlıklarının camdan füzyon tekniği ile değişik ölçülerde görselleriniyapıyoruz, Ayrica kürşunlu vitray ve tiffany vitray çalışmaları da yapmaktayız. Bunun yanında cam mozyik çalışmalarımız da eserlerimiz arasındadır.






Hiçbir şey yok.










Hiçbir şey yok.